YENİ

Muz Cumhuriyeti Tabirinin Şok Eden Hikayesi

 



Bu yazımda sizlere kulak aşinalığınızın olduğu ama çoğunuzun gerçek hikayesini bilmediği bir olayı anlatacağım. Dönem dönem siyasilerden duyduğumuz dönem dönem medyaya yansıyan bir tabir muz cumhuriyeti.

Peki nedir bu olayın aslı?

Muz cumhuriyeti tabiri özetle ABD'nin baskısı altına aldığı Orta Amerika ülkelerini tanımlayan bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Fakat muz cumhuriyeti kavramının içerisinde eşi benzeri görülmemiş bir halkla ilişkiler kampanyası bulunuyor. 

Bu olay bir Orta Amerika ülkesi olan Guatemala’da yaşandı. Meksika, Honduras ve El Salvador ülkelerinin komşusu olan Guatemala, günümüzde 18 milyon nüfusa sahip olan ve muz tarımıyla ön planda olan bir ülke. Yaşanan olayın temel nedeni de muzdan başka bir şey değildi. 

1900’lü yıllarda United Fruits isimli bir Amerikan şirketi Orta Amerika topraklarında yetişen ve yüksek gelir elde edebileceği muzun farkına vardı. Bu süreç sonrasında hızla tarım alanlarını satın alan United Fruits, bölgedeki faaliyetlerini genişletmek için deniz ve demiryolu şirketlerinin de ortağı haline geldi. Bölge halkı şirketin gelmesiyle birlikte başlangıçta ekonomik olarak belirli bir refah düzeyine ulaştı. Zaman ilerledikçe şirketin çalışanlara yaklaşımı değişmeye başladı ve düşük ücretler, verilmeyen haklar çatlak seslerin çıkmasına neden oldu. Şirketin ünü lekelenmeye başladı. Orta Amerika genelinde bir lakap kazandılar. Bu lakap her yana uzanan kolları ve çevreyi sarmasıyla şeytani ahtapot şeklindeydi. United fruits’in o dönem tüm operasyonlarını yöneten önemli bir isim vardı. Bu isim muz adam olarak nam salan Samuel Zemurray’di. Muz adam dönemin dinamiklerini analiz ediyor ve şirket için en doğru hamleleri yapmaya çalışıyordu.

Muz adam Samuel çalışmaya devam ederken tam o sırada Guatemala’da önemli bir gelişme yaşandı. Ülkede başlayan seçim çalışmaları neticesinde adaylarından Albay Arbenz Guzman başkan seçildiği takdirde United Fruits’in tüm arazilerine el koyarak şirketi ülkeden göndereceğini açıkladı. Devlet denetimi ve halkçı imajıyla Guatemala halkından büyük destek gördü. 1951 seçimlerinden ülkenin başına Arbenz Guzman geçti.

Yaşanan bu gelişme sonrasında muz adam Samuel Zemurray şirketin büyük yara alan operasyonunu düzeltmek adına arayışlarını tamamlamıştı ve halkla ilişkiler alanının kurucusu olan Edward Bernays ismiyle anlaştı. Bernays’ı iletişim alanından olmayanlar için özetlemek gerekirse bugün sıklıkla karşı karşıya kaldığımız tüketim kavramı, algı yönetimi, rıza mühendisliği gibi kavramların mucidi demek yanlış olmayacaktır. Sigmund Freud’un yeğeni olan Bernays, amcasının tanınır hale gelmesindeki en büyük etkendir. O döneme dek, tarih derslerinden hatırlayacağınız Wilson ilkelerinin ortaya çıkmasında payı olan, dönemin tüm abd başkanlarının baş danışmanlarından biri olmuştur. Tüm bu gelişmeler ışığında Muz adam, şirketi bulunduğu durumdan kurtarabilecek tek kişinin Bernays olduğunu düşünmüştür.

Edward Bernays Guatemala’da yaşanan süreçle ilgili oluşturduğu raporda şirketin 3 temel amacını belirlemiştir. Bu amaçlar şu şekildedir:

1)     Şirketin imajını olumlu hale getirmek

2)     Şirketin yüksek kar elde edebilmesi için muz satışlarını artıracak yöntemler geliştirmek

3)     Şirketin bölgedeki çıkarlarını koruyacak ortamı yaratabilmek

Bernays, ilk madde olan şirketin imajını olumlu hale getirmeye yönelik olarak, dönemin popüler reklamcılık tabiri olan repositioning de karar kıldı. Bu doğrultuda şirket bölgeye yatırımlar yaptı. Örneğin orta Amerika araştırması yüklü bir bağış yaptı, çocukla için ücretsiz klinik açtı, tarım odaklı enstitüler açtı, Guatemala da yer alan mayalılar döneminde kalan kalıntıları restore etti. Guatemala halkının gözünde şirketin değerini artırmak için çok yönlü bir çalışma yapıldı.

İkinci amaç ise şirketin kar oranını artırmak ve hatta kış aylarında bile muz ticaretini geliştirmekti. Bernays bunun için yıllarca muzun sağlık açısından etkilerini incelemiş olan doktor Sidney Haas ile anlaştı. Haas’a yüksek bir ücret ödeyerek muzla ilgili bir kitap yazmasını sağladı. Haas’ın muzu ön plana çıkardığı ve sağlıklı olduğunu vurguladığı bu kitap 100.000 adet basılarak o dönemin önde gelen kuruluşlarına dağıtılmıştır. Bol bol muz içeren yemek tarifleri de ekranlarda kendine yer bulmuştur. Buraya kadar çok güzel değil mi? Gelin hikayenin devamına bakalım. 

Üçüncü ve en önemli amaç ise tabi ki şirketin bölgedeki çıkarlarıydı. Bernays’ın halkla ilişkiler ve propagandayı harmanladığı bu bölümde ilk hedef 1951 yılında seçimleri kazanan Guatemala lideri Arbenz Guzman'dan başkası değildi. Bernays ilk olarak orta Amerika bilgilendirme haber ajansını kurdu. Bu masumane görünümlü haber ajansı bölgenin öne çıkan haberlerini başka Amerika olarak üzere dünyayla paylaşıyordu. Kısa süre sonra ajanstan flaş bir haber tüm dünyayla paylaşıldı. Guatemala Lideri arbenz Sovyetlerle görüşüyor. ABD ve Sovyetlerin sürtüşmeye başladığı 1950’li yıllarda bu durum Amerikan halkı için korkutucu bir gelişmeydi. Ama komik olan Arbenz’in hayatı boyunca Sovyetlerle bir kez bile teması olmamasıydı. Fakat haber sonrasında benzer algılar hızla devam etti. Bernays’ın ajansı durmaksızın Arbenz'i Sovyetlerle işbirliği yapmakla suçluyordu. Sonrasında ne mi yaptı? Abd'nin en önemli habercilerini Guatemala ya davet etti. Amerikan karşıtı eylemleri gelip haber yapmalarını, her şeyi gözleriyle görmelerini istedi. Yine komik olan eylem yapan kişileri de finanse eden ve yönlendiren Bernays'ın ta kendisiydi.

Tüm bu yaşananlar sonucunda ABD halkında büyük bir Arbenz düşmanlığı başladı. Guatemala özgürlükleri için büyük bir tehditti. Peki sonrasında ne oldu? 1954 yılında yaşanan tüm bu gelişmeler ışığında CIA desteğiyle ABD hükümeti darbeyle Arbenz’i devirip ülkede darbe yaptı. Arbenz ülkesini terk etmek durumunda kaldı. Bernays’ın yarattığı hayali düşman, CIA darbesiyle yıkılan bir ülkeye dönüştü.

Mesele ne Sovyetlerdi ne de Guatemala halkının özgürlüğüydü. Guatemala’ya özgürlük getirdik diyerek sözlerine başlayan yeni lider Amerika dostu Carlos Castilla Armas’tı. Özgürlük getirdik demişlerdi tanıdık geldi değil mi?

1954 yılında yaşanan bu olay bir Amerikan şirketinin muz tarlalarını kurtarmak adına neler yaptığının bir özetiydi. Bernays'ın halkla ilişkiler kampanyası bir ülkenin yıkılmasını sağlamıştı. Guatemala artık muz cumhuriyeti olmuştu.

Peki hikaye burada bitti mi hayır? United Fruits şirketi yıllar 1974'ü gösterdiğinde bölgede etkili olan Fifi kasırgasıyla 40 milyon dolar zarar etti. Sonrasında dönemin Honduras devlet başkanı Lopez Arellano’ya rüşvet verdiği ortaya çıkarıldı. Şirket iyice kan kaybetmeye başladı. Ve tarihler 3 şubat 1975’i gösterdiğinde şirketin patronu olan Eli Black, Manhattan'da bulunan PanAm binasındaki ofisine girip 44. Kattan aşağıya atlayarak intihar etti. Bu olaylar basında yıllarca orta Amerika ülkelerine yapılan zulümün bir laneti gibi aktarıldı.

Şirkete ne mi oldu? İsmi değişti. Muhtemelen evlerinizde sıklıkla tükettiğiniz şu chiquita markalı muzlar var ya? İşte karşınızda United Fruits. Afiyet olsun 😊

 

Hiç yorum yok